take for granted

  1. (a) (bir şeyi) itirazsız/münakaşasız/olduğu gibi kabul etmek, (b) bir kimsenin/şeyin) değerini takdir
    edememek, (c) doğal/tabiî saymak.
iznin verileceğine kesin gibi bakmak Fiil
sorgusuz sualsiz kabul etmek Fiil
doğru olduğunu varsaymak Fiil
(birinin kıymetini takdir etmeden onun yaptıklarını) olağan saymak, istismar etmek.
birşeyi sorgulamadan kabul etmek Fiil
birşeyi doğru farz etmek Fiil
birşeyi sorgusuz sualsiz kabul etmek Fiil
birşeyin doğru olduğunu varsaymak Fiil
birşeyi sorgulamadan kabullenmek Fiil
birşeyi sorgusuz sualsiz kabullenmek Fiil
(a) itirazsız kabul etmek.
He took for granted all that his parents told him. (b) doğru kabul
etmek, olmuş gibi farzetmek, muhakkak saymak.
You take too much for granted: Herşeyi doğru kabul ediyorsun/olmuş bitmiş gibi farzediyorsun. (c) olağan/tabiî saymak, aksini düşünememek.
He took for granted that the invitation included his wife.